2 Şubat 2015 Pazartesi

Şile'nin incisi Saklıgöl =)

Son zamanlarda ben de çok fazla Şile Saklıgöl önerileri okuyorum. 2014 baharında neresiymiş bu saklıgöl dedik ve gittik, iyi ki de gitmişiz..

Şile'yi bakalım benden daha ne kadar çok duyacaksınız. Ama bir cumartesi sabahı, İstanbulu arkamda bıraktığımı düşünerek şile, ağva yollarında olmak bana tarifsiz bir mutluluk veriyor. Bir de arabada çalan müziğe bazen sessiz sessiz bazen bangır bangır eşlik ediyorsam keyfim tam yerinde demektir :)

Sık sık olmasa da yılda bir kez saklıgölü ziyaret etmek gerek bence. Bu tadından yenmez ziyaretlerde gözlerinizi kapatın, sessizliği dinleyin, enerjinizi toplayın ve dönüşte İstanbulla tatlı savaşınıza devam edin :)

Baraj suyunun üzerinde ahşap iskele ile kurulmuş olan saklıgöl, öylee baraj suyu diye gözüne batmıyor insanın. Sağlı sollu iki dağın ortasında uzayan su size saf mutluluk veriyor. Uzun uzun kahvaltınızı yaparken hazırlıklı olun, çünkü sohbetlerinizin ara ara manzaranın etkisi altında kalarak, bölünecektir. Merak etmeyin, görsel şölen ile tadını çıkaracağınız bölünmeler bunlar..

Örneğin beni bölen karelerden biri..




Kahvaltıları en sevdiğimden; serpme kahvaltı :) Servis edilen süzme yoğurt için, kahvaltı da yoğurt mu olur canım demeyin, dışlayıp bir kenera itmeyin. Şööyle yamacınıza alın, tadına bakıldıktan sonra gelecek saldırıları önlemek için ekmeğinizi önden bir iki bandırın ama arkadaşlarınızla da paylaşın:) Onun dışında peyniri, zeytini, reçelleri, sucuklu yumurtaları, cevizleri, yemişleri ile zengin bir kahvaltısı var. Önerim; paylaşımcı olunuz ve kalan ekmeklerinizle ördekleri de beslemeyi unutmayınız :)
Kahvaltı servisi geç saate kadar devam ediyor, en son 2 gibi gittiğimizde misler gibi yapmıştık kahvaltımızı.

Eğer ben kahvaltıcıdan cok mangalcıyım derseniz, onun da en güzelini yapmışlar. Mekanın sağ patikasından ilerlediğinizde gölün üzerinde iskeleler ya da gölün kıyısında çardaklar göreceksiniz. Mangalı belli bir ücret karşılığında veriyorar. Etini istersen sen getirebilirsin, istersen oradan sipariş verebilirsin. Her iki seçeneği de sunuyorlar. 

Kahvaltı ya da mangalınız bittikten sonra, sağ ya da sol patikadan 100 - 200 metre yürümeyi unutmayın, yeşillikle birlikte hücreleriniz canlansın, yüzünüze gün boy devam edecek gülümseme yerleşsin. Belki siz de benim gibi bir sürpriz ile, göle doğru sallanabileceğiniz bir salıncak ile karşılaşabilirsiniz :) 



 Dönüşte de, bir karadeniz havası alalım derseniz, yola 2-3 km uzaklıkta sahiller var. Hatta yanınızda havlu ve bikini götürürseniz, dalgalarla çok fazla yüzemeseniz de, deniz kum güneş moduna çok rahat girebilirsiniz. 







Keyifli gezmeler,
Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder