6 Mayıs 2015 Çarşamba

Cennetten Bir Köşe Koh Samui

Blogumda yazmaktan en büyük zevki alacağım cennetten bir köşe tanımını kullanabileceğim, gözüm kapalı herkesin deneyimlemesi için tavsiye edeceğim yer.. Koh Samui :)

Ağzımın kulaklarıma varması için Samui kelimesini duymak yeterli benim için. Bildiğim tüm güzel kelimeleri Samui için kullanabilirim. Söyleyecek çok güzel şeylerim var Samui için.. 
E o zaman başlayalım.. :)

Eşim ve ben 2014 ağustos ayı için nikah tarihimizi aldığımızda şubat ayıydı. Yuva kurmak için elde fol ve yumurta yokken,  biz tatilimizi planlamaya başlamıştık. Gezmek, yeni yerler görmek hayatımızın her zaman öncelikleri arasındayken; tatil bizim için beyaz eşyadan, 12 kişilik yemek setinden daha önemliydi :) Ne kadar çok gitmek istesem de  işin içine uzakdoğu, ekvator, tropik adalar girince, biliyorsunuz ki, tatil maliyetleri çok fazla artıyor. Bu seferlik kıyalım paraya atlayalım gidelim dedik..Tatil maliyeti, uçak bileti oluyor aslında. Çünkü bahsettiğim yerlede konaklama ücreti, bizim güneydeki tatil yerlerimizden çok daha ucuz.. Turu kendiniz de organize edebilirsiniz, turizm acentelerinden destek de alabilirsiniz. 

Nikahımızı kıyıp göbeklerimizi attıktan sonra yolculuğumuz başladı. Singapura 10 saat, Singapur'dan Samui 1 saat kadar uçacaktık. Çok da sıkıcı olmayan, şampanyalar, yemekler eşliğinde uzun bir uçuş gerçekleştirdik. Saat sabaha karşı 4 gibi Singapura vardık, 2 saat sonra da Samui'ye uçtuk. Daha uçak yere inmeden mest olduk. Çünkü, adanın küçücük, ahşaptan ve palmiylerden oluşan havaalanı en başından sizi nasıl bir tatil beklediğinizi anlatmaya başlıyor. 
Otelden bizi alması için araba göndermişlerdi. Direkt otele geçtik ve otel seçimimizde ne kadar doğru bir karar verdiğimizi otele vardığımızda gördük.
Evin teras katından bir görüntü ile ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım.
Fotograflara baktıkça geçirdiğim tadından yenmeyen zamanları çok özlüyorum..







Samui çok küçük bir ada. 1,5 saatte tüm adayı kıyıdan gezebiliyorsunuz. Tercih nedenlerimizden en büyüğü , Phuket gibi çok fazla kalabalık olmaması ve doğal yapısının bozulmamış olması. Samui'nin en büyük özelliklerinde biri de, ada içerisinde yapıların boyunun bir palmiye ağacını geçmeyecek uzunlukta olması zorunluluğunun bulunması. Bu durum, adanın doğal örtüsünün korunmasında en büyük etken. Ayrıca, adanın konumu nedeniyle tsunami görülme riski çok düşük. Sıcaklık ve nem anlamında, rahatsız olduğumuz bir ortamla ile karşılaşmadık. İstanbulun Ağustos ayından çok farklı değildi açıkçası.  Eylül- Aralık ayı tropik yağmuların ağırlıklı olduğu dönem bilgisini almıştık. Biz sadece 2 kere tropik yağmura yakalandık ve bundan da çok büyük keyif aldık. 
Ağırlıklı palmiylerden oluşan yeşil örtüsü, denizi, safari turları, full moon partileri ve en önemlisi saati 12 liraya denk gelen masajları ile Samui rüya gibi bir yer diyebilirim.Bu arada full moon partilerini görsellerden göz atmanızı tavsiye ederim. Çılgın partı konseptinin ilk sıralarında yer alıyor çünkü :)

Samui'nin merkezi, Chaweng; sahil şeridinden oluşuyor. Ücretsiz halk plajı var, havlunuzu serip gönül rahatlığıyla denize girebilirsiniz. Çünkü samui halkı çalmanın çırpmanın kelime anlamını ve eylemini bilmiyor. Denizden sonra bizim gibi, bu akşam ne yapsak acaba diye düşünmek için hadi gel masaj yaptırırıken karar verelim diyenlerden olmanızı dilerim, gerçekten çok başarılılar bu konuda :)  Merkezde; sahil, yemek mekanları, masaj salonları hepsi bir arada, yani çok işlevsel merkezleri var anlayacağınız. 

Masaj salonlarındaki konsept daha çok aşağıdaki gibi. Siz de bizim gibi ilk başta yadırgayabilirsiniz ama masörlerin o sürekli sıcak, samimi ve güleç yaklaşımlarını görünce kendinizi akışa bırakıp tadını çıkaracagınızı tahmin ediyorum. Ayak masajları dışında, tüm vücut için yapılan masajlar için genelde ayrı bir odaları oluyor. Aşağıdaki resim ayak masajı için temsilidir :)





İlk günlerimizi daha çok yorgunluk atma adı altında sakin geçirdik. Adanın akışına bıraktık kendimizi. Akşamları Chaweng'in sahil kısmında çok keyifli vakit geçirebilirsiniz. Kumsaldaki mekanlarda çok lezzetli ve uygun fiyatlarda kokteyller deneyebilirsiniz. Gerçi adadaki herşey çok uygun. Kendinizi sahilin öne çıkan mekanlardından Ark Bar'ın müziğinin ritmine bırakabilirsiniz. Yine sahilde ateş topları ile gösteri yapan çocukları izleyebilirsiniz. Kulsalda 1-2 saat oturduğunuzda gel git olayını da çok belirgin bir şekilde görebiliyorsunuz.

Sahilde ateş gösterisinden bir kare..






Peki gündüzleri ne mi yaptık? Otelimizin havuzunun fotografı yeterince açıklayıcı olacaktır diye tahmin ediyorum :)  




Bu arada kaldığımız oteli kesinlikle tavsiye ediyorum. Kirikayan luxury pool villas & spa, direkt merkezde değil ama merkeze taksi ile 10 dakika mesafede ve taksi ücreti sadece 10 TL civarındaydi. Otelden aldığımız büyük mutluluğu düşününce kesinlikte değerdi diyoruz.

Gelelim uzakdoğu yemeklerine.. 'Herkes bayılacaktır' diyemeyeceğim, tahmin edileceği gibi bizim kültürümüzle yakından uzaktan alakası bulunmuyor. Bütün yemekleri neredeyse sulu ve bol baharatlı. Bu yemekleri de lapa prinç ile servis ediyorlar. Bir yemek içerisinde baharatlari, tatlı ekşi soslari, etleri, sebzeleri.. hepsini bir arada görebilirsiniz. Hatta bunların hepsinin suyun içinde yüzdüğünü de görebilirsiniz, şaşırmayın.. Biz ilk zamanlarda yemekleri yerken zorlandık. Ama lezzet olarak eşim de ben de çok beğendik. Bir süre sonra da zaten işin raconunu öğrendik :) Aslında onlardaki lapa pirinç, bizdeki ekmekmiş :))) Biz nasıl ekmeği yemeğin suyuna bandırıyorsak, onlar yemeğin suyunu pirinç ile karıştırıyorlarmış. Sonra da yemek içerisindeki kalan taneleri yiyorlarmış :)) Tabi bol bol taze çeşitli tropik meyvelerin de tadına bakmayı unutmadık, jabuticaba, papaya, mangosten, avakado.. Yemek yiyeceğimiz yerleri bloglardan önceden belirlemiştik. Brezilya restoranı 'Zikos' kesinlikle bir akşamınız için ayırmanız gereken mekanlardan biri, aşağıkidaki fotograftan da anlaşılacağı üzere :)




Kumsal üzerinde çardakta güzel bir yemek yemek isterseniz, Muang Kulaypan Hotel'i önerebilirim. Otellerin tümünde, konaklamasanız da restorantlarından faydalanabiliyorsunuz. 

Samui'de ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de Fisherman Village.. Kıyı şeridi boyunca restorantların, ayaküstü atıştırmalıkların bulunduğu sevimli bir kasabamsı bir yer.



Turlar konusunda çeşitli seçenekler mevcut. Bir kaç tane farklı safari turu, tapınak ziyaretleri, dalış turları, balayı çiftleri için ayrı yat turu, ekstrem sporlar için turlar...  Otelleriniz ya da turizm acentesi ile turlarınızı planlayabiliyorsunuz. Merkezde acentelerle karşılacaksınız.
Biz tapınak ziyaretlerinin de bulunduğu safari turu, cable-ride (halatla kayma) ve dalış turlarına katıldık. Snorkeliniz varsa, yanınıza alabilirsiniz. Deniz altını görmek isteyeceğinizi tahmin ediyorum. Eğer hayvanlara edilen eziyete şahit olmak istemiyor ve bunun bir parçası olmak istemiyorsanız, turlarınızdan hayvan gösterilerinin olduğu bölümü çıkarmanızı tavsiye ederim.

Tapınakları görülesi yerler arasında, Phra Yai tapınağında Big Budha heykeli bunlardan biri.


The Mummified Monk'un hikayesini yerinde dinlemek isteyeceğinize eminim..




Grandfather and Grandmother rock'lar da ziyaret edilebilir. Hikayesini dinleyince ve taşların şeklini görünce konuyu ilginç bulacağınıza eminim :)) Secret Garden isimli insan yapımı bahçenin hikayesi de ilginizi çekecektir..  Turlarınızı planlarken, zevkinize, ilgi alanınıza göre danışmanlar yardımcı oluyorlar zaten. Seçim size kalıyor. 

10 günlük tatili anlatmak kolay olmuyormuş, sanki birbirine girdi herşey :) 
Merak ettiğiniz ilgilendiğiniz samui hakkında herşey için elimden geldiğince  memnuniyetle destek olmaya çalışırım. 

Keyifli tatil planları dilerim,
Sevgiler,

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder